OPPORTUNITY MARKETING / FIRSAT PAZARLAMA
Bu yazı bugün okuduğum bir yazıyı fırsat bilerek tekrar yayınlanıyor.
Bu yazı, benim "Pazarlama Bi' Tanedir: Bir Pazarlamalar Ansiklopedisi, 2010" kitabımdaki aynı başlıklı yazının genişletilmiş, güncellenmiş halidir.
Önceden öngörülmeyen olumlu gelişmelerin
ortaya çıktığı durum, zaman ve yerlerde firma/markanın amacına uygun düşen iş ve
eylemlerin spontan olarak uygulanması. Vesile Pazarlama’yı (Occasion Marketing) andırır. Bundan farkı, vesilelerin önceden bilinir ve planlanabilir
zaman, konu veya olaylarla ilgili olmasıdır. Fırsat pazarlama ise bir olay veya gelişmeyi o anda
veya hızla bir pazarlama fırsatına dönüştürmekle ilgili. Fırsatçılığı yönüyle Gerilla
Pazarlama’ya benzer. Trafik sıkışıklığında, simit, su, çiçek
satıcılarının bir anda yollara dökülmesi gibi pratik ve bilindik örneklerine
sıkça rastlanır.
Pazarlama, genel anlamda, pazar fırsatlarının
çıkardaşlar lehine sonuç verecek tarzda uygulanmasıdır, denilebilir. Bu açıdan
bakıldığında pazarlama yöneticisinin asıl görevinin uzun, orta, kısa ve çok
kısa vadede karşısına çıkacak fırsatlardan yararlanması, muhtemel tehlikelere karşı
hazırlıklı ve tedbirli olması gerekecektir. Tabiî ki, bayramda tatillerde
tarife yükseltmek gibi, müşterinin zorda kalmasından yararlanan fırsatçı bir tarzda uygulanması
pazarlama anlayışıyla bağdaşmaz.
Pazarlama bileşenlerinin hepsi
için, ürün, dağıtım, fiyat ve tutundurma başta olmak üzere, Fırsat Pazarlama
uygulamaları düşünülebilir. Milyarlarca sayıda insandan her birinin, uygun zaman, yer
ve şartlarda hemen bir müşteriye dönüşebileceği gerçeği, Fırsat Pazarlama yöneticisinin sürekli gündemindedir. Fırsatlar,
ancak peşine düşülürse yakalanıp değerlendirilebilir.
Kısa bir zaman dilimine sıkıştırılmış indirim
kurgusuna dayanan, grup satınalma, özel alış veriş ve kupon
siteleri gibi türleriyle bilinen “Fırsat Siteleri” olarak, Şehir
Fırsatı, Grupanya, Markapon, Firmanya, Markafoni, Trendyol, Limango, Morhipo
gibi sitelerin sayısı da hızla artmaktadır. Müşteriler iyi bir araştırma
sonunucu her istediğinde birtakım ihtiyaçlarını giderecek fırsatlar bulabilir oluyorlar. Bu
uygulamalar geleneksel indirim ve promosyon uygulamalarına nazaran belirli
üstünlüklere sahip. Bir kere, mağazada, otelde, restoranda, spor salonunda, otobüste, markette, vs.de on
anda hazır bulunan ve tam fiyat ödeyerek bunlardan yararlanan müşteriler
rahatsız edilmiyor. İkincisi, promosyonun duyurulması için büyük bütçelere ihtiyaç kalmıyor.
Promosyon için belli dönemlere bağımlı kalınmıyor. Promosyonlar kitlesel medyada ve mağazalarda duyurulmadığından
görünürde bir değişiklik olmuyor ve promosyonun marka algı ve itibarına olası olumsuz etkileri
minimize edilmiş oluyor. Müşterilerin deneme maliyetlerini düşürülüyor. Ayrıca, fırsatlar nispeten
kısa bir süreliğine geçerli olduğundan tüketici üzerinde bir zaman baskısı da oluşuyor, müşterinin
karar vermek için araştırma ve karşılaştırma yapma aşamalarını kestirmeden geçmesini ve alım kararını çok çabuk vermesine
yol açılıyor.
Kellog mısır gevreğinin ilgi çeken hikayesi
ve Oreo, KitKat, Hyundai, Blentec, Volkswagen, Mercedes, Audi, BMW, BA ve bir
dizi başka fırsat pazarlama örnekleri için Mehmet Doğan’nın
Altıüstütasarım bloğundaki “Kendini eğlendirmeyi” bilen fırsat avcısı markalar” yazısına[1]
da bakılabilir.
Bu bölümü, M. Doğan’ın sözleriyle
bitirelim: “Çoğu pazarlamacılar, fırsat avına çıkmaz. Onlar dikkat ve özenle
hazırlanmış planlarına sadık
kalırlar.... yalnızca planlarına değil, onaylanma, imzalama gibi bir çok kâğıt/dokuman süreçlerine.
Fakat
bazıları ise, antenlerini fırsatlara karşı ince ayar yapmış, beklerler.
Bazısı
elektrik kesintisinde, bazısı ise dünyanın en kötü araba park etme örneğinde.... ve bazısı ise mastürbasyonda fırsat bulur! Fırsatlar farklıdır
ama cesaret, zeka ve çeviklik hepsinde aynıdır!"
[1] http://www.altiustutasarim.com/arsiv/2013/04/kendini_eglendirmeyi_bilen_fir.php, erişim 14.11.2013.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder