14 Kasım 2013 Perşembe

OPPORTUNITY MARKETING / FIRSAT PAZARLAMA

OPPORTUNITY MARKETING / FIRSAT PAZARLAMA

Bu yazı bugün okuduğum bir yazıyı fırsat bilerek tekrar yayınlanıyor.
Bu yazı, benim "Pazarlama Bi' Tanedir: Bir Pazarlamalar Ansiklopedisi, 2010" kitabımdaki aynı başlıklı yazının genişletilmiş, güncellenmiş halidir. 

Önceden öngörülmeyen olumlu gelişmelerin ortaya çıktığı durum, zaman ve yerlerde firma/markanın amacına uygun düşen iş ve eylemlerin spontan olarak uygulanması. Vesile Pazarlama’yı (Occasion Marketing) andırır. Bundan farkı, vesilelerin önceden bilinir ve planlanabilir zaman, konu veya olaylarla ilgili olmasıdır.  Fırsat pazarlama ise bir olay veya gelişmeyi o anda veya hızla bir pazarlama fırsatına dönüştürmekle ilgili. Fırsatçılığı yönüyle Gerilla Pazarlama’ya benzer. Trafik sıkışıklığında, simit, su,  çiçek satıcılarının bir anda yollara dökülmesi gibi pratik ve bilindik örneklerine sıkça rastlanır.
Pazarlama, genel anlamda, pazar fırsatlarının çıkardaşlar lehine sonuç verecek tarzda uygulanmasıdır, denilebilir. Bu açıdan bakıldığında pazarlama yöneticisinin asıl görevinin uzun, orta, kısa ve çok kısa vadede karşısına çıkacak fırsatlardan yararlanması, muhtemel tehlikelere karşı hazırlıklı ve tedbirli olması gerekecektir. Tabiî ki, bayramda tatillerde tarife yükseltmek gibi, müşterinin zorda kalmasından yararlanan fırsatçı bir tarzda uygulanması pazarlama anlayışıyla bağdaşmaz.
Pazarlama bileşenlerinin hepsi için, ürün, dağıtım, fiyat ve tutundurma başta olmak üzere, Fırsat Pazarlama uygulamaları düşünülebilir. Milyarlarca sayıda insandan her birinin, uygun zaman, yer ve şartlarda hemen bir müşteriye dönüşebileceği gerçeği, Fırsat Pazarlama yöneticisinin sürekli gündemindedir. Fırsatlar, ancak peşine düşülürse yakalanıp değerlendirilebilir.
Kısa bir zaman dilimine sıkıştırılmış indirim kurgusuna dayanan, grup satınalma, özel alış veriş ve kupon siteleri gibi türleriyle bilinen “Fırsat Siteleri” olarak, Şehir Fırsatı, Grupanya, Markapon, Firmanya, Markafoni, Trendyol, Limango, Morhipo gibi sitelerin sayısı da hızla artmaktadır. Müşteriler iyi bir araştırma sonunucu her istediğinde birtakım ihtiyaçlarını giderecek fırsatlar bulabilir oluyorlar. Bu uygulamalar geleneksel indirim ve promosyon uygulamalarına nazaran belirli üstünlüklere sahip. Bir kere, mağazada, otelde, restoranda, spor salonunda, otobüste, markette, vs.de on anda hazır bulunan ve tam fiyat ödeyerek bunlardan yararlanan müşteriler rahatsız edilmiyor. İkincisi, promosyonun duyurulması için büyük bütçelere ihtiyaç kalmıyor. Promosyon için belli dönemlere bağımlı kalınmıyor. Promosyonlar kitlesel medyada ve mağazalarda duyurulmadığından görünürde bir değişiklik olmuyor ve promosyonun marka algı ve itibarına olası olumsuz etkileri minimize edilmiş oluyor. Müşterilerin deneme maliyetlerini düşürülüyor. Ayrıca, fırsatlar nispeten kısa bir süreliğine geçerli olduğundan tüketici üzerinde bir zaman baskısı da oluşuyor, müşterinin karar vermek için araştırma ve karşılaştırma yapma aşamalarını kestirmeden geçmesini ve alım kararını çok çabuk vermesine yol açılıyor.
Kellog mısır gevreğinin ilgi çeken hikayesi ve Oreo, KitKat, Hyundai, Blentec, Volkswagen, Mercedes, Audi, BMW, BA ve bir dizi başka fırsat pazarlama örnekleri için Mehmet Doğan’nın Altıüstütasarım bloğundaki “Kendini eğlendirmeyi” bilen fırsat avcısı markalaryazısına[1] da bakılabilir.
Bu bölümü, M. Doğan’ın sözleriyle bitirelim: “Çoğu pazarlamacılar, fırsat avına çıkmaz. Onlar dikkat ve özenle hazırlanmış planlarına sadık kalırlar.... yalnızca planlarına değil, onaylanma, imzalama gibi bir çok kâğıt/dokuman süreçlerine.
Fakat bazıları ise, antenlerini fırsatlara karşı ince ayar yapmış, beklerler.
Bazısı elektrik kesintisinde, bazısı ise dünyanın en kötü araba park etme örneğinde.... ve bazısı ise mastürbasyonda fırsat bulur! Fırsatlar farklıdır ama cesaret, zeka ve çeviklik hepsinde aynıdır!"

Hiç yorum yok: