11 Haziran 2014 Çarşamba

ETHNIC MARKETING / ETNİK PAZARLAMA

ETHNIC (ETHNO) MARKETING / ETNİK (ETNO) (IRKSAL) PAZARLAMA

Halkbilimi, ya da etnografya ile pazarlamanın birleşiminden doğan Etnik Pazarlama, belirli bir etnik kültür topluluğuna yönelik pazarlama uygulamalarıdır. Bir etnik segmentin taleplerine, beğenilerine, alışkanlıklarına hitap eden, onların özel olarak benimseyecekleri mesajlar, markalar oluşturmak veya markanın duruşunu o kültürün değerlerine göre ayarlamak boyutlarına kadar uzanabilir. Etnik özellikler, tüketicilerin ve pazarların yapıları, ekonomik, sosyal, kültürel ve davranış özellikleri, ihtiyaçları itibariyle önemli ölçüde farklılıklar gösterebilir. Etnik Pazarlama belli bir etnografik kökene aidiyeti öne çıkmayan yığınsal pazarlarda da tüketici davranışlarını açıklamak bakımından önemli ipuçları verebilir.
Irk veya etnisite, dil, din gibi, belli kültürel özellikleri paylaşan, genellikle aynı atadan gelen nesillerin oluşturduğu, toplumsal bir yapıdır. İnsan topluluklarını ifadede, en çok insanı kapsayıp da en fazla özelliğin paylaşılabildiği toplumsal yapılardır. İletişimin gelişmesiyle birlikte etnisitenin bölgesellik özelliği de azalmaktadır.
Etnisite ulus kavramından farklıdır. Ulus, bazen etnisite kavramı içinde yer alsa da her etnisite ulus kavramı içerisinde yer almadığı gibi her ulus da etnisite kavramı içerisinde yer almayabilir. Ulus kavramı daha çok bir vatandaşlık bağı ile ilgilidir. Ulus kavramı, etnisitedeki bölge kavramı yerine; bir memleket, yurt, vatan gibi belirli bir toprak parçası ile de doğrudan ilişkilidir.
Etnisite salt bölgeselliği kapsamadığı gibi, dinî cemaatlerde de durum ulustaki gibidir. Yani, bazı durumlarda cemaat, etnisite tanımı içinde yer alsa da, dinî cemaat bir etnisiteyi ifade etmez. Kendini hangi etnisiteye dâhil saydıkları hususu bireylerin kendilerini ifade biçimleri ve aidiyet duygusuyla ilgilidir. Etnik araştırmalar[1] pazarlamacılar için değerli ipuçları sağlar.
Özellikle 2000’li yılların başından bu yana ülkemizde de etnografik araştırmalardan daha fazla yararlanılmaktadır. Müşteriler artık “rekabetçi ortamda ürünlerini farklılaştıracak ve rakiplerine kıyasla bir adım öne çıkartacak iç görüler” talep etmekte ve bu talepler, sürekli kendini tekrarlayan geleneksel yöntemlerle değil, taze bir bakış açısı sağlayabilecek etnografik araştırmalarla mümkün olabilmektedir.
Etnografi, “etno (insan)” ve “graphy (betimlemek, tasvir etmek)” kelimelerinden oluşmaktadır. Etnografi, insanların kendi dünyalarını kendi terimleriyle anlatmalarına izin vererek ve onları evlerinde, işyerlerinde, arabalarında veya süpermarketlerde gözlemleyerek, araştırmayı insanlara taşımaktadır.
Etnografi, incelenmesine karar verilen belirli insan topluluklarının ve/veya segmentlerinin “ilişkilerini” ve “davranışlarını”, bulundukları doğal ortamında “inceleyen”, “gözlemleyen”, “belgeleyen” ve “yorumlayan” bir bilim dalıdır. Etnografik araştırmalarda antropologlar, “hedef kitle ile belirli bir zaman süresi geçirirler” ve “onlarla ve onlar gibi yaşarlar.”
Etnografik yöntem “Kişilerin söylediklerinden çok bilinçaltında yer eden (buz dağının altında yatan), davranışlarını yönlendiren gerçek motifleri su yüzüne çıkartır.”
Bebeklerinin bezlerini değiştiren ailelerin gözlemlenmesi, bebek bezi tasarımları için oldukça yararlı bilgiler sağlamıştır. Diğer yandan, Paco Underhill[2] kurduğu büyük bir gözlemci ekibiyle, alışveriş mağazalarında müşterileri gözlemlemiş, ne giydiklerinden neye dokunduklarına, yaşlarına, cinsiyetlerine, nereleri gezdiklerine kadar her hareketleri not edilmiştir. Bu çalışmalar, insanların alışveriş alışkanlıklarından, mağaza içi gezme planlarına kadar pek çok konuda perakendecilere yararlı bilgiler sunmuştur.
Bileşim Uluslararası Araştırma ve Danışma şirketinin Niteliksel Araştırma Direktörü Ali Arslan, etnografi kullanarak yaptıkları çalışmalardan şu örnekleri veriyor[3]. 2004 yılında 18–24 yaş arası “kent soylu” gençlerin nabzını tutmaya yönelik yapılan bir etnografik çalışmada, bu gençlerin arasına 12 genç antropolog yerleştirilerek, aralarındaki trendsetter ve fikir liderleri hedeflenmiş ve bu gençlerin trendleri belirlemedeki rolleri analiz edilmiştir. Bu çalışma yaklaşık bir ay sürmüştür. Kentin farklı sosyo-ekonomik bölgelerinde faaliyet gösteren gençlerin oluşturduğu gruplara sızan genç antropologlar, bu farklı gruplar içerisinden 17 gençlik fikir lideri tipi saptamışlardır. Bu tiplerin analizi sırasında, gençlerin modadan aile yaşantısına, alışveriş alışkanlıklarından bu alışkanlıkları güdüleyen ihtiyaçlara kadar incelemeler yapılmış, gelecekte oluşacak tüketim kalıpları ve gençleri bunlara yönelten sebeplerin irdelenmesi açısından çok ciddi ipuçları elde edilmiştir.
General Mills için yapılan bir odak grup çalışmasında, bir anne ailesinin kahvaltılarda sadece sağlıklı gıdalar yediğini belirtmiştir. Ancak, ailenin gerçek faaliyetlerini gösteren video kayıtlarında, çocukların tam tahıl kahvaltılıkları yemeyi reddederek, kendilerine sağlıklı olmayan kahvaltılık gevreklerden aldıkları görülmüştür. Markalar için yapılan araştırmalarda, insanlar önce bir şeyleri söylemekte ve bir adım sonrasında kendilerini yalanlayarak, başka bir davranış gösterebilmektedirler.
Diğer bir yöntem ise ev ziyaretleridir. Bu ziyaretler, bir bakıma, semi-etnografik bir yöntemdir. Bu yöntemde, araştırmacı hedef kitlenin evini ziyaret etmekte; incelenen ürün ya da marka hakkında sohbet etmekte, gözlem yapmakta ve tüketim alışkanlıkları süreçlerini bire bir izlemektedir. Örneğin, Azerbaycan’da gerçekleştirilen bir çalışmada, yemek yapılırken margarinin nasıl kullanıldığı ve nasıl saklandığı gibi konularda ilk elden veri sağlamak amacıyla, 8–10 adet ev ziyareti yapılmıştır. Bu ziyaretler kapsamında evin hanımı, araştırmacıyla birlikte yemek yapmıştır. Bu sayede, incelenen konuya ilişkin soruların cevapları, sürecin doğrudan gözlemlenmesiyle alınmıştır.
Yöntemlerden birisi de, “Taksi-Metre” tekniğidir. Antropologlar hedeflenen yörelerdeki taksi şoförleri ile kısa süreli yolculuklar yapmakta ve araştırılacak konuyu sohbet tarzında açarak, şoförün ve dolayısıyla yöre halkının konu hakkındaki fikrini almaktadırlar[4].



[1] Bu konudaki bilgileri bloğundan aldığım Zeynep Özata orada daha ayrıntılı bilgiler veriyor. (Erişim 18.08.2006)
[2] Paco Underhill, Alışveriş Bilimi: Müşteri Neden, Nasıl, Ne Zaman, Neyi Satın Alıyor? Soysal Yayıncılık; İstanbul, 2002. Paco Underhill, Neden Satın Alırız? (Why We Buy), Optimist, Istanbul, 2012.
[3] Bloğunda aktaran, Zeynep Özata, http://zeynep-ozata.blogspot.com/2007/11/etnografik-tketici-aratrmalar.html  (Erişim 18.08.2006)
[4] Ali Arslan, “Pazar Araştırmasında Bir Nabız Tutma Yöntemi: Etnografi”; Pazarlama ve İletişim Kültürü Dergisi; 4; 12; Nisan-Mayıs-Haziran, 2005; s. 63’den aktaran Zeynep Özata, adı geçen blog.

Hiç yorum yok: