ZMOT
MARKETING / SIFIR ANINDA PAZARLAMA
Ya da, Pazarlamada ZMOT yaklaşımı...
ZMOT, Zero Moment of
Truth, Jim Lecinski’nin 2011 yılında ürettiği, zamanla yaygınlık kazanan
bir terim[1].
Lecinski’nin Google ve benzeri arama hizmetlerinin pazarlamanın kurallarını
değiştirdiği iddiasıyla ortaya attığı, tüketici davranışı ve internet aramalarını
ilişkilendiren bu bakış açısına göre, satınalma karar süreçlerinin sıfır
anında, tam da ihtiyaç ya da problemi ilk hissettikleri anda tüketicilere
ulaşılabilmesi halinde, bunu başaran ürün, firma ve markaların rekabet
yarışını baştan kazanmış olacakları iddia ediliyor.
İlk izlenim en iyi izlenimdir özlü sözünü da hatırlatan bu
yaklaşım, tüketicilerin değişik yollar ve araçlarla her gün an be an takibi,
“dinlenilmesi” ve incelenmesi halinde, ne istedikleri, ihtiyaçları ve neyin
peşinde olduklarını öğrenmenin mümkün olacağına dayanıyor. İnsanların,
normalde, yaşamlarını iyileştirecek ürünleri kendilerinin düşündüğü ve
keşfettikleri varsayılıyor. Tabiatlarından gelen özelliklerle insanlar,
İhtiyaçlarını anlamaya, başkalarıyla ilişkilere, öğrendikçe de ilişkilerini
zenginleştirmeye meyilliler. Bilgilenme ve iletişim imkanları arttıkça,
tüketicilerin kendilerini daha özgür hissettikleri, baskıcı pazarlama
çabalarına soğuk bakmaya başladıkları da biliniyor.
Yakın zamana kadar müşterilerin satınalma kararlarını büyük
ölçüde satış yerlerinde, mağazalarda, pazarlarda, satınalma anına yakın zaman
dilimlerinde verdikleri düşünülürdü. Zaten, “alışverişe çıkmak” başlı başına
ciddî bir satınalma niyeti göstergesi olurdu. Pazara çıkmış müşterilerin
satınalmaya hazır bir havada oldukları ileri sürülürdü. Ama şimdilerde müşterilerin
önemli bir davranış değişikliğine uğradıklarına şahit oluyoruz.
İnsanlar, zihinlerinde herhangi bir ürün veya marka
olmaksızın, herhangi bir anda, herhangi bir sebep veya dürtüyle, belli
belirsiz uyarıcıların etkisiyle oluşan dikkat, merak ve ilgilerinin peşine
düşüyor ve bu süreç sonucunda belli ürün ve markalar için müşteri haline
dönüşüyorlar. ZMOT, sürecin alışverişe çıkmadan, mağazaya girmeden çok önce ve
çok ilgisiz görünen anlarda, yerlerde, durumlarda başladığını öngörüyor.
Sürecin nasıl başlarsa öyle sonuçlanacağına, tüketicilerle ilk karşılaşmanın,
sürecin sıfır anında olup bitenlerin belirleyiciliğine dair kanıtlar da
giderek çoğalıyor.
İlk ortaya çıkışından bu yana bu kavrama dayalı bulgular ve
çalışmalar giderek genişledi ve zenginleşti.
Bu doğrultuda ilk başta sadece Amerikan tüketicileri üzerinde
yürütülen araştırmalar daha sonra dünyanın her köşesine yayıldı. Yoğun
satınalma sürecinin yaşandığı ürünler kadar, karar sürecinin çok daha hızla
işlediği tüketim ürünleri satınalınmasındaki karar süreçlerini de kapsayacak boyutlarda
gelişti. Halihazırda, Asya kıtasındaki kadınların %78’inin satınalma
süreçlerinde sıfır anlarının bir türü olan internet aramalarının büyük bir paya
sahip olduğu ortaya çıkıyor.
Bir ZMOT anı olarak aramalar önceleri sadece bilgisayarlara
mahsus iken, zaman içinde mobil ve akıllı cihazlar sayesinde herhangi bir anda,
herhangi bir yerde, herhangi bir vesileyle, Google’lamak mümkün. Tüketim malları
hakkındaki aramaların üçte birinin mobil cihazlardan yapıldığı sanılıyor.
Elinde akıllı telefonu olan bireyler, her an bir marka veya ürünün müşterisi
olma yolculuğuna çıkmaya hazır konumda bulunuyor. Buna bir de, sürekli
sosyalleşme ağı içinde gezindikleri eklenirse, ZMOT için yeni yeni etkileşimler
de üretilmesi için ne kadar çok fırsat olduğu daha iyi anlaşılabilir.
ZMOT’i kendi iş modellerinin bir parçası olarak kullanmak
isteyen firma ve markaların, bu konuda şu dört hususa dikkat etmeleri
öneriliyor[2]:
Daha anlamlı ve daha etkili, yeni ve değişik sıfır anları keşfetmek için Google’ı
kullanın. Google arama istatistiklerini de ücretsiz yayınlıyor. Hedef kitlenin
arama davranışlarını analizlemek gerekiyor.
İnsanlara tam da ihtiyaç duyacakları anlarda ulaşmanın
yollarını keşfedin. Görünmek, arandığında hemen bulunmak, aramalarda ön
sıralara çıkabilmek önemli.
İnsanlar yapmacıklıktan, zorlama ve taraflı bilgilerden hoşlanmıyor.
Onların işine gerçekten yarayacak, dikkatlerini çekecek, içtenlikle ilgilenmelerini
kolaylaştıracak, etkileşimi ve katılımı teşvik eden, pekiştiren, pazarlama
kokmayan, sahici bilgilerle donatılmış içeriklere sahip olmak önemli. Gerçekten
üstün ve farklı değerleriniz yoksa, reklamla, ambalajla kendinizi cilalamaya
kalkışmayın. ZMOT çağında daha da itici olur, yarışı kaybedersiniz.
Ve tabiatiyle, giriştiğiniz çabaların, attığınız
adımların, faaliyetlerinizin sonuçlarını da yine arama fonksiyonundan
yararlanarak ölçmelisiniz. Kilit Performans Göstergeleri denilen bir dizi
değişken üzerinden üretebildiğiniz haberdarlık, dikkat, ilgi, deneme,
alışveriş, tavsiye, tekrar satınalma, sosyal iletişim başlatma, sürdürme ve
benzeri alanlarda neyi ne kadar başardığınızdan haberdar olmalısınız.
Bu sonuçlar ve bunların değerlendirilmeleriyle yeni
arayışlar, yeni ZMOT’lara ulaşan yolculuklar devam edip gidecek.
[1] (ZMOT’u
tanıtan, Google’ın ücretsiz yaydığı ilk belgeye buradan ulaşılabilir. https://ssl.gstatic.com/think/docs/2011-winning-zmot-ebook_research-studies.pdf
)
[2] (Konu
hakkında ayrıntılı bilgiler, araştırmalar ve bulgular için bkz: https://www.thinkwithgoogle.com/collections/zero-moment-truth.html
)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder